İstiklâlimizin şâiri Mehmet Âkif Ersoy - Sayı 8

İstiklâlimizin şâiri Mehmet Âkif Ersoy

1_kirmizi_beyaz_8_2011_ilkbahar

İstiklâlimizin şâiri Mehmet Âkif Ersoy

Mehmet Âkif, dünyada çok az şair-mütefekkire nasip olabilecek bir üne sahip. Kime sorarsak soralım, sadece Türkiye’deki insanlar için değil bütün Müslüman milletler için bağımsızlığın sembolü sayılabilecek bu şairin en az bir kıtasını okuyabileceği bir şiirini ezbere bildiğini görürüz. Bütün insanlığa mâl olmuş önemli şair-mütefekkirimiz Mehmet Âkif, her yıl, vefat ettiği 27 Aralık gününde hayırla yâd edilmekte ve bıraktığı miras bir sonraki nesle gururla aktarılmaktadır. Vefatının 75. sene-i devriyesi olan 2011 yılı Mehmet Âkif Ersoy yılı ilan edilerek onun aziz hatırası bir kez daha yâd ediliyor. Aynı zamanda İstiklâl Marşı’nın kabulünün 90. yılına yaklaştığımız bu günler Âkif’i tekrar tekrar ele almamıza vesile oluyor. Sekizinci sayısında Kırmızı-Beyaz Mehmet Âkif’i gündemine taşıyarak bu yöndeki çabalara bir katkıda bulunmayı hedeflemektedir.

Âkif’i sadece şair olarak tanımak ve tanıtmak ona yapılacak en büyük haksızlıklardan biridir. Şair, mütefekkir, eğitimci, edebiyatçı ve gazeteci kimliğinin yanı sıra kendisini milletinin kimseye boyun eğmeden yaşayabilmesine ve yükselişine adamış örnek bir hayat yaşayan Âkif, Türk milletinin istiklâle olan tutkusunun sembolü olmuştur. 12 Mart 1921’de büyük bir coşkuyla kabul edilen İstiklâl Marşı başta olmak üzere pek çok çalışmasında bağımsızlığa susamış milletimizin hislerine tercüman olmuştur. Safahat adlı eserinde toplanan şiirlerinde, özellikle de ‘Fatih Kürsüsünde’ ve ‘Âsım’ bölümlerinde ülkeyi bu büyük sıkıntıdan kurtaracak olan bir nesle özlem ve hasretini dile getirir. Bu çerçevede belirtmekte fayda görmekteyiz ki, günümüz Türkiyesi Âkif’in idealize ettiği nesille onun özlemini dile getirdiği geleceğe ulaşma yolunda daha çok gayret sarf etmekte ve bunun meyvelerini toplamaktadır.

Âkif, çağlar boyunca insanlığa yön vermiş büyük bir medeniyetin mensubudur muhakkak. Bu açıdan genel olarak İslâm özel olarak ise Osmanlı kültür ve medeniyet anlayışı gereği gibi tahlil edilmeden Âkif hakkındaki değerlendirmelerimiz her zaman noksanlıkla malûl olacaktır. Bu itibarla, çalışmalarıyla her zaman büyük medeniyetimizin önemini vurgulayan ve bu ‘medeniyet bilinci’ni genç nesillere aktarmaya çalışan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadettin Ökten ile Mehmet Âkif’i ‘Âkif’ yapan değerler üzerine bir mülâkat gerçekleştirdik. Sayın Ökten’in söyledikleri genç nesillerin Âkif’i daha iyi tanıyıp anlayabilmesi için ışık tutacak nitelikte.

Âkif’ten bahsedip de şiirden bahsetmemek olmazdı. Bu çerçevede ele aldığımız bir diğer önemli başlık İslâm geleneğinde şiirin yeri ve önemi. İslâm’ın başlangıcından beri önemini koruyan şiir, nesirle kolay ifade edilemeyecek türden duygu ve düşünceleri en kolay, estetik ve etkili bir şekilde anlatım biçimi olarak benimsenmiştir. İslâm kültür ve medeniyetindeki gelişime paralel olarak şiirde farklı boyutlar ve yönelimler görülmüş, söz gelimi Dîvan Edebiyatı, Tekke Edebiyatı, Halk Edebiyatı vb. türlerden bahsedilmiştir. Bir insan ömrünün tamamıyla kavramaya yetmeyeceği bu uçsuz bucaksız ummanı, şiir dünyamızı, önde gelen temsilcilerinden hareketle anlamaya çalışıyoruz.

Son olarak, 18 Mart 1915’te kanlarıyla bu toprakları sulayarak çok büyük bir zafer kazanan Çanakkale şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor ve bir kez daha minnet ve şükranla yâd ediyoruz. Mekânları cennet olsun.

Dr. Ömer Bolat
Albayrak Holding Genel Koordinatörü

 

Okumak için tıklayınız.