Ahilik kültürümüz

ahilik

Ahilik teşkilatı, ülkemizde yüzyıllarca karşılıklı dayanışma, sevgi, saygı, hoşgörü ve adalet bilincini taşıyan esnaf ve zanaatkârlar yetişirmiştir. Bugün geldiğimiz noktada bu değerlere ne kadar ihtiyaç duyduğumuz çok açık. Maalesef meslek odaları vb. kuruluşlar bu eğitimi verebilmekten, hatta bu eğitimi vermeleri gerektiği düşüncesinden bile çok uzaklar. Fakat kişisel olarak bu kavramları öğrenmek ve kendi hayatımızda uygulamaya çalışmanın önünde de bir engel yok.

Bugün bireysel ve toplumsal hayatımızdaki aksaklıkların birçoğu geçmişin zengin kültür ve birikiminden uzak kalışımızdan kaynaklanıyor. Oysa geçmişin bereketli topraklarında sorun ve sıkıntılarımızın hepsi için olmasa da birçoğu için defalarca tecrübe edilmiş çözümler, çözüm sistemleri mevcut. Osmanlı İmparatorluğu zamanında, esnaftan başlayarak toplumun tüm kesimlerine bir yaşam tarzı ve ahlakî disiplin kazandırmaya çalışan Ahilik sistemi de bunlardan biridir.

Ahi Evran tarafından kurulan Ahilik teşkilatları 12. yüzyıldan itibaren Türkler arasında yayılan, ahlâk, dayanışma ve yardımlaşmayı temel alan bir örgütlenmedir. Başta çalışma hayatı olmak üzere gündelik hayatın birçok boyutunu kuşatmıştır Ahilik kültürü. Osmanlı’nın kuruluşunda da ciddi katkıları olan bu kurum özellikle Türklerin İslâm’la şerefl enmelerinden güç alarak oluşmuştur. Bu yüzden İslâm ve tasavvuf ahlâkından ayrı ele alınması doğru olmayacaktır. Ayrıca Ahiliğin güç ve yaygınlığının doruk noktasında olduğu dönemle, Osmanlı’nın idarî, askerî ve ekonomik açıdan yükseldiği yılların eşzamanlı olması, kurumun halkın yanısıra devlete etki gücünü de çok iyi gösteriyor.

Ahilik teşkilatı, ülkemizde yüzyıllarca karşılıklı dayanışma, sevgi, saygı, hoşgörü ve adalet bilincini taşıyan esnaf ve zanaatkârlar yetiştirmiştir. Bugün dünyada yeni yeni yerleşen kavramlar olan, tüketici hakları, meslek etiği, tüketicinin korunması, toplam kalite yönetimi gibi kavramlar, 13. yüzyılda Ahilik teşkilatı aracılığıyla Anadolu ticarî ve toplumsal hayatına yerleşmiş ve esnafın üzerinde önemle durduğu hususların başında yer almıştır. Mesleğinde ehliyet sahibi olmayanlara asla ustalık icazeti verilmemiş, üretici ve tüketici arasında hakkaniyet ölçüsüne dayanan kaynaşma sağlanmıştır. Çalışanların hakları korunarak, esnaf ve zanaatkârlar arasında, çırak, kalfa ve usta hiyerarşisi oluşturulmuştur. Bugünkü anlamıyla sendikacılık sistemi uygulanmaya başlanmış, çalışanların hakları ve alınteri korunmuştur. Çalışma hayatının yanı sıra sosyal hayatın da gelişmesine katkı sağlayan Ahi teşkilatları, barışta devletine eğitimli asker hazırlamış, onların her türlü savaş teçhizatını üretmiştir. Ahilik sadece iktisadî hayatı yönlendiren bir kurum olmanın ötesinde, temelinde vatan ve millet sevgisi bulunan, Türk milletine has sosyo-ekonomik bir ahlâkî olgunlaşma sistemdir.

Ahi örgütü üyelerinin sanatında ve mesleğinde eğitilmesi gerekmektedir. Anadolu’da kurulan ilk sanat kurumu, deri işçiliği alanında gelişmiştir. Ahi sanat kollarının sayısı kısa sürede otuz ikiye, daha sonraları da yüzlere ulaşmıştır. Ahilerde, meslek ve sanat alanlarında çırak, kalfa ve usta hiyerarşisi bulunduğu gibi, Ahi üyelerinin bilgi ve kültür düzeylerinin yükselebilmesi için de yedi ya da dokuz basamaklı bir hiyerarşileri vardı. En yüce makam, “ahi babalık” idi. Ahi örgütlerinde zaman zaman toplanan esnaf ve sanatkârlar adâb-ı muaşeret, yurttaşlık görevi, askerlik ödevi ve genel bilgiler yönünden eğitilirlerdi. Ahilikte ana kural “bir sanat ya da meslek sahibi olmak” idi. Ahilik, ahlâk, konukseverlik, yardımseverlik ve sanatın uyumlu bir bileşimidir ve Anadolu halkına alınteriyle geçinme, başı dik, kendine güvenli ve minnetsiz yaşama yeteneği kazandırmış ve bunu asırlarca muhafaza etmesini sağlamıştır.

Ahilik kültüründe ustanın çırağına nasihati şu şekilde olurmuş: “Harama bakma, haram yeme, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Büyüklerinden önce söze başlama. Kimseyi kandırma, kanaatkâr ol. Dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme, eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumdayken aff etmesini, hiddetliyken yumuşak davranmasını bil. Ve kendin muhtaçken bile başkalarına verecek kadar cömert ol.” Günümüzde, esnaf ve sanatkârların oluşturduğu kurumlar ve meslek örgütleri de Ahiliğin insana değer veren, dayanışmayı özendiren ve adaleti amaçlayan temel ilkelerinden yararlanmakta, insanlığın ortak erdemleri olan sevgi, bilgi, dostluk, adalet ve dayanışma gibi değerlere önem vermektedir.

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir