Büyük-küçük herkesin tutkusu olan en popüler takım sporu : Futbol

futbol

İlk olarak ortaya çıktığı günden bu yana giderek endüstrileşen ve kitleselleşen futbol, hâlâ binlerce insanın hayatındaki ‘tek tutku’ olmaya devam ediyor. Bu yönüyle futbol, başka hiçbir spor dalı ile karşılaştırılamayacak ölçüde yaygın olma özelliği taşıyor. İnsanlar futbolla o kadar iç içe hale geldi ki bazen onun aslında bir ‘spor’ etkinliği olduğu neredeyse unutuluyor.

En basit tanımıyla futbol, on birer oyuncudan oluşan iki takım, iki kale ve bir futbol topu ile oynanan dünyanın en popüler takım sporu. Kısa bir zaman içinde bütün dünyanın ilgilendiği bir spor dalı haline gelen futbolun ilk kez nerede ortaya çıktığı ile ilgili tarihi kaynak tartışmaları pek çok spekülasyona konu olmuştur. Hemen her ülke futbolun ilk kez kendi topraklarında ortaya çıktığını öne sürerek bu konuda avantajlı bir konumda bulunmak istiyor. Bu nedenle futbolun kaynağı ile ilgili pek çok bilgiye rastlamak mümkün. Örneğin kimi uzmanlar ayakla oynanan top oyunlarının tarihini Sümerlere kadar uzatır. Yanı sıra Mısır’daki bazı duvar resimleri futbolun ilk kez bu bölgede ortaya çıkmış olabileceğini gösteriyor. Nitekim bu bölgelerde yapılan kazı çalışmalarında yaklaşık 2500 yaşında olduğu tahmin edilen küçük çaptaki toplar müzelerde sergilenmektedir. Aynı tarihlerde Çin halkı yere dikilmiş iki mızrak arasında topu tekmeleyerek oyun oynamayı bir talim olarak uyguluyordu. Kaşgarlı Mahmud’un verdiği bilgilerden ve diğer kaynaklardan Orta Asya’da yaşayan Türkler’in de kuralları bugünkü futbol kurallarına oldukça benzeyen ‘tepük’ isimli bir oyun oynadıkları anlaşılıyor. Görüldüğü gibi futbola, geçmişten günümüze neredeyse bütün medeniyetlerde benzer biçimlerde rastlanmaktadır. Ancak futbol oyunu, bu alanın uzmanlarına göre modern anlamda bugünkü haline en yakın şeklini XIX. yüzyılda İngiltere’de aldı.

Bugün televizyonda ya da sahalarda izlediğimiz futbol gerçekte uzun bir süreç sonunda bu şekli almıştır. Bu açıdan bakıldığında futbolun bütün yönleriyle oluşmasının oldukça ilginç bir tarihi vardır. 1841’de futbol topunun tam bir küre biçiminde olmasının kabulü ile birlikte 1848’de ‘Cambridge Kuralları’ adıyla bilinen futbol kuralları tespit edilmiş ve bu kurallar çerçevesinde ilk futbol maçı Cambridge Üniversitesi öğrencileri arasında oynanmıştır. Bundan on yıl sonra bir İngiliz futbol takımı Almanya’ya giderek maç yaptı ve Almanya böylece futbolla tanıştı. Bu süreçlerden sonra 1863’te İngiltere Futbol Federasyonu’nun kurulmasıyla modern futbolun doğduğu kabul edilir. Dünyanın en eski spor organizasyonlarından İngiltere Kral Kupası ve Federasyon Kupası maçları da 1870’lerden sonra başlamıştır. Yeryüzünde giderek yaygınlaşan futbol ilk kez 1872’de bir milli maça sahne oldu: İngiltere-İskoçya. Resmi olarak kurallarının belirlenmesinden yaklaşık 30 yıl sonra futbol topuna kafayla vurulmasına izin verildi. 1876’da korner atışı kabul edildi. Bundan üç yıl sonra para teklifi ile futbolcu getirtilerek profesyonellik yolunun açıldığını görüyoruz. Futbolun giderek geniş alanlara yayılması bu konuda yetkili bir otoritenin varlığını zorunlu kılmıştı.

Zamanla çok büyük bir pazar haline gelen futbol, reklam ve propaganda amaçlı ticari faaliyetler başta olmak üzere siyasi amaçlarla da kullanılmış, kimi zaman da bahis oyunlarına konu olarak şike ve teşvik olaylarına sahne olmuştur.

Bu nedenle 1882’de futbol kurallarında değişiklik yapmaya yetkili olan ‘International Board’ kuruldu. Bugün bildiğimiz anlamda futbolun bazı temel kuralları da bundan sonra kabul edildi. Mesela 1886’da ofsayt kuralı kabul edilirken, futbol maçlarında bütün yetkilerin hakeme verilmesi ancak 1890’da gerçekleşmişti. Penaltının kabulü ise bundan bir yol sonra oldu. Dahası bir futbol maçının 90 dakika, oyunun oynandığı sahanın ölçülerinin de 118,4 x 91,4 m olarak belirlenmesi 1899’da mümkün oldu. 1902’de İngiltere dışında oynanan ilk milli maç Avusturya İmparatorluğu ile Macaristan arasında gerçekleşti ve bu maçta Avusturya 5-0 galip geldi. 1904’te Belçika, Fransa, Danimarka, Hollanda, İspanya, İsveç, İsviçre’nin katkılarıyla FIFA kuruldu. 1908’de ise Londra Olimpiyat Oyunlarında yer alarak futbol ilk kez uluslararası bir spor organizasyonunda sahne almıştır.

Bazı uzmanlara göre ilk kez Sanayi Devrimi’nden sonra İngiltere’de fabrikalarda çalışan işçilerin yoğun ve yorucu çalışma şartlarından kaynaklanan streslerini azaltmak ve işçiler arasında kaynaşmayı sağlamak ve aidiyet duygusunu artırmak amacıyla futbol oynanmıştır.

Bazı uzmanlara göre ise ilk kez Sanayi Devrimi’nden sonra İngiltere’de fabrikalarda çalışan işçilerin yoğun ve yorucu çalışma şartlarından kaynaklanan streslerini azaltmak ve işçiler arasında kaynaşmayı sağlamak ve aidiyet duygusunu artırmak amacıyla futbol oynanmıştır. Tarihi ile ilgili bilgiler ne kadar çeşitli olursa olsun futbolla ilgili bir şey en azından kesin doğrudur: Diğer spor dallarıyla mukayese edildiğinde, güreşteki kuvvetli kaslar, basketboldaki uzun boy, atletizmdeki uzun koşu gibi özel yetenekler gerektirmemesi ve açık-geniş bir alanda oynanmasından dolayı sayısız insanı bir araya getirerek bir seyir zevki sunması futbolun kısa süre içinde bütün dünya tarafından benimsenmesinin en önemli sebepleridir. Ancak bir spor etkinliği olarak ortaya çıkan futbol zamanla ticari ve siyasi amaçlar uğruna kullanılan bir araç haline gelmiştir.

İlk kez ortaya çıktığı günden itibaren spor malzemesi üreten ve satan büyük şirketlerin futbola olan ilgiyi sürekli besleyerek yeniden üretmeleri futbolun giderek endüstrileşmesinde büyük rol oynadı. Kitle iletişim araçlarının hızla gelişimi ile birlikte futbol çok daha geniş kesimlerin ilgi alanına girmeye başladı. Bu da zamanla futbolun reklam başta olmak üzere ticari ve siyasi faaliyet yürütenler için uygun bir propaganda aracı haline gelmesine neden oldu. İspanya’nın meşhur yöneticisi Franko’nun yaklaşık yarım asır süren iktidarını kilise ve futbola borçlu olduğunu söylemesi boşuna değildir. Nitekim şimdilerde dünyanın en büyük futbol kulübü olarak gösterilen Real Madrid, Franko’nun milliyetçi ideolojisinin yaygınlaşmasına yardımcı olurken buna mukabil Atletico Madrid takımı sol görüşe sahip kesimlerin takımı olarak ön plandaydı. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de futbol siyasi iktidarın kullandığı bir araç olmayı sürdürüyor. Sözgelimi spor müsabakalarında başarılı olan tarafın, politik sisteminin de diğerinden daha iyi ve güçlü olduğu mesajının verilmesine özen gösterilmiştir. Günümüzde askeri diktatörlükle yönetilmekte olan ve yavaş yavaş demokratik sisteme geçmeye çalışan bazı Ortadoğu ülkelerinde devlet başkanları ve çocuklarının doğrudan futbolla ilgilenmelerinin, Avrupa kulüplerini satın almalarının ve hatta takım başkanları olmalarının, politik sistemlerinin sağlamlığına kanıt arama ihtiyacından kaynaklandığı belirtiliyor. Çok büyük bir ekonomik piyasa haline gelen ve bu sayede bahis oyunlarına konu olan futbolda zaman zaman şike ve teşvik olaylarına da şahit olunmaktadır.

Her ne olursa olsun futbol, insana yaşattığı heyecan ve sevinç gücünden hiçbir şey kaybetmiyor. Günümüzde futbol kuralları ve organizasyonları ile ilgili çok daha geniş çaplı ve uluslararası hukuk kurallarıyla çerçevesi belirlenmiş kuruluşlar görev yapıyor. Futbolla ilgili kurallar International Football Association Board (IFAB) tarafından belirlenmektedir. 90 dakika boyunca izlediğimiz bir maçta aslında hiçbir ayrıntısına dikkat etmediğimiz milimetrik hesaplamalarla oluşturulan sayısız kural ortaya konmuştur. Sözgelimi iki kale direği arası 7,32 metre, üst direğin yerden yüksekliği ise 2,44 metre olmalıdır. Her iki direk ile üst direk aynı kalınlıkta ve en çok 12 santimetre (5 inç) olmalıdır. Kale önlerinde kale çizgisine bitişik olmak üzere 40,32 x 16,50 metre boyutlarında ceza alanı bulunur. Bu alan içinde, kalenin hemen önünde 18,32 x 5,50 metre boyutlarındaki başka bir alana da kale alanı denir. İnsanlığı şimdiye kadar en çok cezbeden oyun aracı olma özelliğini taşıyan futbol topu ise yuvarlak ve sert deriden veya bir diğer uygun malzemeden imal edilmiş, çevresi en çok 70 santimetre (28 inç), en az 69 santimetre (27 inç), oyunun başlangıcındaki ağırlığı ise en çok 450 gr (16 onz), en az 410 gr (14 onz) gram arasında, basıncı deniz seviyesinde 0.6-1.1 atmosfer (600 gr/cm² – 1100 gr/cm²; 8.5 lbs/sq.in. ¬15.6 lbs/sq.in.) arasında olmalıdır. İlginç olan bir diğer bilgi ise bir futbol oyununda, sarı veya kırmızı kartlarla futbolcuların uyarılmasının ya da oyundan ihraç edilmelerinin ilk defa 1970 Dünya Kupası’nda uygulanmış olmasıdır.

Futbol bir ekip oyunudur. Bu ekibin her bir ferdinin nasıl hareket edeceği, oyun esnasındaki hücum ve savunmadaki durumları, oyun sistemlerine göre değişir. En eski oyun sistemi, 2-3-5 (iki bek, üç orta saha oyuncusu, beş forvet) oyuncu dizilişiyle oynanırdı. Daha sonra Brezilyalıların ortaya koyduğu 4-2-4 sistemi uzun yıllar uygulandı. Bunlar dışında Sürgü sistemi, Diyagonol sistem, Wm sistemi, Mezzo sistemi, Beton sistem, Catenoccio sistemi gibi pek çok sistem ortaya kondu.

Futbolla ilgili pek çok uluslararası kurum bulunur. Bu anlamda bütün ülkelerin futbol federasyonları merkezi Zürih’te bulunan FIFA’ya bağlıdır. Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) gibi diğer beş kıtaya ait federasyonlar da bulunur: AFC, CAF, CONCACAF, CONMEBOL ve OFC. Olimpiyatlardaki futbol karşılaşmaları ile Dünya Kupası gibi karşılaşmalar FIFA tarafından düzenlenir. UEFA’nın düzenlediği, Avrupa Şampiyonlar Ligi her sene dünyanın en çok izlenen futbol karşılaşmalarına sahne olur.

Ülkemizde futbol ilk olarak İngilizler ve Rumlar tarafından oynanmış, XX. yüzyılın başlarında ise yavaş yavaş İstanbul’da yaygınlaşmaya başlamıştır. İlk kulüp 1899 yılında İngilizler tarafından kurulan Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü olmuş, fakat hemen kapatılmıştı. Beşiktaş (1903), Galatasaray (1905) ve Fenerbahçe (1907) yıllarında kurulmuştur. İstiklal Savaşı’ndan hemen sonra 1923’te ilk federasyon kurulmuş ve aynı yıl FIFA tarafından kabul edilmiştir. Futbolda 1951’de profesyonellik kabul edilmiş, 1959 senesinden sonra deplasman usulü ile lig maçları başlamıştır. 90’lı yıllardan sonra Türk futbolunun gelişmeye ve kendisini iyileştirmeye başladığı görülür. Galatasaray’ın UEFA Kupası şampiyonluğu ve Dünya Kupası’nda kazandığımız üçüncülük şimdiye kadarki en büyük başarılar olarak dikkati çeker.

Günümüzde artık hemen her ilde çocuklara ve gençlere futbol eğitimi veren kuruluşlar ya da büyük futbol kulüplerimizin okulları bulunmaktadır.

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir