Creart geleneksel modernizm

creart

Kişiye özgün mekanlar ve eşyalar oluşturmada binlerce yıllık birikimimiz, modern ve etkili çözümler üretmemiz için yegane kaynak. Belki artık, el emeği göz nuru ile sanat eserleri üreten zanaatkarlar, köşeyi döndüğümüzde karşımıza çıkmıyor, yine belki bir zamanlar kullandığımız eşyalardaki form ve desenleri, vefalı birkaç sanat galerisinde ancak görebiliyoruz. Fakat, bu alanda, iş geliştirme becerileri açısından örnek bir oluşum karşımıza çıkıtı; zanaatkar ve sanatkarları bir çatı altında toplayan CREART, dekorasyon denildiğinde ‘size özel’ mekanları, aynı zamanda ‘bize özel’ çizgilerle gerçekleştiriyor. Üstelik ‘bize özel’ olan, CREART sayesinde dünyanın 20 ülkesinde beğeni topluyor.

CREART (Creative Art Group), müşteriye ve projeye özel tasarım, üretim, uygulama ve proje yönetimi yapan; mühendis, mimar, iç mimar ve endüstri tasarımcıları ile ebru, tezhip, minyatür, nakış, tahta / metal oymacılığı, hat gibi Türk İslam sanatlarında uzman olan zanaatkar ve sanatçıları bir araya getiren bir oluşum. CREART, verilen konsept tasarımı geliştirmenin yanında, konsept ve detay tasarımını, üretim ve uygulamayı proje bazında, yani müşteriye özel gerçekleştiriyor.

Dünyanın çeşitli coğrafyalarında projeler gerçekleştirmiş, çok farklı ürün yelpazesi ile konusunda lider bir organizasyon olan CREART’ın faaliyet alanlarını aydınlatma, dekoratif metal işleri, geleneksel Türk çini ve seramikleri, dekoratif cam işleri, ahşap işleri, masif mermer işleri ve geleneksel Türk sanatları oluşturuyor.

Firma, Türk sanatlarını, günümüz mimari ve dekorasyon çalışmalarında, üstün kalite ve sanatsal çözümlerle uygulama başarısını gösteriyor. Hepsi kendi alanlarında uzman olan seçkin zanaatkar ve sanatçılardan oluşan CREART, proje ve müşteriye özel özgün tasarım ve uygulamalarıyla, dünyanın yaklaşık 20 ülkesinde projeler gerçekleştirmiş.

Müşteri İlişkileri Koordinatörü Yeşim Yentür Guerin ‘CREART, CEDETAŞ A.Ş.’nin tescilli bir markası. Faaliyet alanımız açısından Türkiye’de ve yurt dışında bizim bir başka örneğimiz yok.’ diyor ve ekliyor; ‘Aslında iş işi getirdi; konu konuyu açarak bu noktaya geldik. Firmamızın çok doğru bir çalışma prensibi var; tamamen müşteri memnuniyetine bağlı; sonuna kadar ürünün arkasında olma, maksimum hizmet verme kaygısı taşıyoruz. O nedenle bu güne kadar yapılan işler çok beğenildi; memnun kalan müşteriler, benzer konularda da ‘siz bize aracı olur musunuz, siz yapar mısınız?’ gibi taleplerle gelince bizleri de ister istemez diğer alanlara çektiler. Biz de, ülkemizde, bu alanda faaliyet gösteren başarılı sanatçılardan CREART şemsiyesi altında bir konsorsiyum oluşturduk. 8 sene önce başlanan bu oluşumla adım adım bu günlere geldik. Kendi bünyemizde tüm dekoratif aydınlatma ve metal işleri yapılıyor. Cam, çini, mermer ve ahşap işlerini, dışarıdan belli sanatçı ve fi rmalarla iş ortaklığı şeklinde yapıyoruz. 30’dan fazla sanatçımızın yer aldığı sanatçı grubumuz var.’

Ortadoğu’da başlayıp, geliştirdik.’

Çalışmalarını ağırlıklı olarak Ortadoğu’da başlayıp geliştirdiklerini söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Akın; ‘Ürdün’de 40 odalı bir villa için çalışmamız oldu; 4 ay boyunca sırf aydınlatma konusuna çalıştık; her biri özgün, oraya mahsus ürünler tasarladık. Bir çekmece kulbu bile 5 kere revize edildi. Üzerindeki desen ve detaylar her seferinde bir miktar daha geliştirildi. Bu proje 8 ay zamanımızı aldı. Açıkçası, iğne oyası yapar gibi bu işlerle uğraşıyoruz.’ diyor. Ne kadar modern yöntemlerle uygulanırsa uygulansın geleneksel sanatlarımızı konu edinen bir çalışmanın ister istemez el emeği, göz nuru, sabır ve meşakkat gerektirdiğini anlıyoruz. Kudret Bey, çabalarının karşılığında çok özel duygular yaşadıklarından bahsederken ‘1991’den bu yana çeşitli projeler yürüttüğümüz Bahreyn’de, Milli Müze’yi geziyorduk. Gördük ki, Bahreyn’de yaptığımız dört proje, Bahreyn’in milli kültürü olarak fotoğrafl anmış ve o müzede teşhir ediliyor. Bu bizim için gurur vericiydi. Bu ülkelerde tarih ve kültürün yeniden yaratımına katkıda bulunuyoruz. Körfez Camileri isminde aldığımız bir kitapta, 4-5 camide yaptığımız uygulamalara, ki bunların bir iki tanesi Ağa Han ödülü kazanmış projeler, rastladık.’ diyor.

‘1958 yılında proje tasarımı ile başladık. Yıllarca Türkiye’nin en yetkin mimarları ile çalıştık. Onlardan birçok şey öğrendik, birikim kazandık. Daha sonra uluslar arası mimarlarla çalıştık, Amerikan, Japon, Ortadoğulu, Afrikalı mimarlar ile çalıştık. Bu noktada, bizim geleneksel sanatlarımızın engin bir kaynak olduğunu fark ettik. Çünkü bizim yaptığımız ürünlerin bir işlevi var; aydınlatma yapıyoruz fakat ışıkları yakmadığınız zaman lambalar mekan dekorasyonunun bir parçası… Dolayısıyla biz, mekan bitişinde mimarın beklentilerine cevap verir konumdayız. O zaman bize düşen, mimari tasarımla entegre olan bir ürün tasarlamak; bir estetik beklenti varsa fi ziki yapının mekanın bitişi ile entegre olması lazım. Mesela Ağa Han ödülü kazanmış, Rasim Madra’nın Riyad Cuma Camisi projesinin aydınlatmalarını gerçekleştirdik. Mimarın tasarımı ilginçti, prefabrik betonarme bir inşaat tasarladı. Yani mass production ile geleneksel bir mimari oluşturdu mimar. Hazır gelen kirişlere işlenmiş üçgen desenler o projenin logosuydu. Biz de yaptığımız bütün tasarımlarda o üçgeni kullandık. Bu yapıyı mimari olarak kimliklendiren bir entegrasyon.’ diyor ve ekliyor; ‘Bizim geleneksel sanatlarımız, bu noktada, yapıları kimliklendirme adına eşsiz fırsatlar tanıyor.’

‘Bizim, mimari bitiş ile entegre olan çalışmalarımıza ‘fi nishing furnishing’ deniyor… Birinci ödev, mekana hizmet verecek işlevsel elemanları koymak. Ardından bu işlevsel elemanlara sanatsal uygulamaları tatbik etmek. Son olarak bir sanatçının eserini oraya özgün bir eser olarak koymak. Kendi içimizde bir konsept oluşturma yarışı ile müşteriye bir veya birden çok seçeneği mekan bitişi olarak teklif eder duruma geldik. Bu tabi çok zor bir iş; ortada bir sipariş yok; bir ücret talep etmiyorsunuz bir çözüm üretiyorsunuz. Bu karşılığı olmayan bir hizmet; ama doğru tarafla muhatapsanız bu çalışma keyifli bir işe dönüşüyor.’

Sanatlarımızı mekan içinde yeniden yaşama katmak…’ Sanatımıza ve kültürümüze CREART’ın kattığı eşsiz değeri yine Kudret Bey özetliyor; ‘Sanatın gelişmesi için bir uygulama alanı oluşturmak lazım. Biz, sanatlarımızı işlevsel ünitelerin üzerine yerleştiriyoruz. Koltuğun üzerine minyatür, aydınlatma elemanının üzerine hat…’

CREART’ın çalışmalarını eşsiz kılan bir başka özellik de uygulanan her ürünün müşteriye özel olması ve bir eşinin daha bulunmaması. Yeşim Yentür Guerin, bizim sanatlarımızın, çözüm çeşitliliği açısından son derece esneklik ve zengin imkan sağladığını söylüyor ve ekliyor; ‘Her müşteriye özel farklı ve özgün ürünler düşünüyoruz, aynı ürünü birden fazla müşteriye sunmuyoruz.’ Yeşim Hanım, geleneksel sanatlarımız ile ilgili yanlış uygulamalara çok rastladıklarından da bahsediyor; ‘Biz ise akademisyen sanatçıların nezaretinde desenin ve formun bire bir örneğini uyguluyoruz. Deformasyona izin vermiyoruz.’ diyor ve ekliyor; ‘Model oluşturmak gerekli. Bilinç ve uzmanlığa önem verilmeli; Türk mimarlık büroları yurt dışında bilinmiyor. Sanatsal işler, yetkin mimari mühendislik işleri ise Türkiye’de karşılığını bulmuyor.’

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir