Hayata estetik bir dokunuş

tasarim

Tasarım her alanda hayatı hiç şüphesiz ki güzelleştiriyor. Kâinatın öz tasarımı, dünyanın belli merhalelerle evrilişi, insanın şekillendirilmesi hep tasarımın konuları içinde. Yaratılışın özünden gelen bu tasarım ve mimari bilgisinin modern zamanlarda hangi yöne doğru evrildiği de merak konusu. Gelin tasarımın muhteşem derinliğini birlikte okuyalım.

Tasarım, yaşadığımız dijital çağını ruhunu temsil eden bir tabir desek hiç de yadsınamaz. Hayatımızın her noktasında bir tasarım ürününe dokunuyoruz. Teknoloji ve tasarımın bir araya gelmesi ile estetik yönü güçlü ve kullanımı kolay tasarımlar hayatımıza giriyor. Teknolojideki gelişmelerin getirdiği kolaylıklar, her sektörde olduğu gibi, iç mimarların tasarım gücüne de büyük destek sağlıyor. Bundan yirmi sene öncesinde iç mimarlık eğitimi veren fakültelerde öğrencilerin hayatına dördüncü sınıfta dâhil olan bilgisayarlar, günümüzde birinci sınıfta boy gösteriyorlar. Bilgisayar, tasarım gücünün en önemli silahı. Hiç şüphesiz temel sanat eğitimi ve el ile çizim derslerinin yerini hiç bir zaman tutamaz zira el ile çizmesini bilmeyen bir tasarımcının doğrudan bilgisayar kullanması da sağlıklı sonuçlar vermez. Her ne kadar teknoloji tasarım gücümüze güç katıyor olsa da, tek başına teknoloji bir hiçtir ve sanatçı adayı olarak doğmuş bir insanı tek başına sanatçı yapmaya gücü yetmez. Yaşadığımız dönem, sanatçının önünü açan ve işini kolaylaştıran bir takım öğeler ile donatılmış olsa da, tasarımlar giderek daha sade çizgilere ve daha az süreli kullanım kapasitesine sahip oluyorlar. Özellikle seri üretim yapılan ürünlerde kalite giderek daha da aşağıya çekiliyor.

Mobilyada tasarımın “Pratik” dokunuşu

Uzun süreli kullanıma yönelik dayanıklı tüketim malzemesi olarak görebileceğimiz mobilya tasarımları, yerini en fazla üç sene dayanabilen ürünlere bıraktı. Hızlı tüketimi tetikleyen en önemli unsur şüphesiz ucuzluğu. Oysa hesap hayatın geneline göre yapıldığında, kullanılan mobilyanın değişiminin bir kaç defa tekrarlanmasıyla, eski dönem dayanıklı ürünlere harcanan bütçeyle aynı noktaya geliyor. Giderek kalabalıklaşan dünya nüfusunun ihtiyaçlarının karşılanması için her gün daha hızlı üretilen ve daha hızlı kullanımdan çıkan mobilyalar görüyoruz. Peki, günümüzde iyi tasarlanmış ve sağlam üretilmiş mobilyalar yok mudur? Elbette vardır ancak bu ürünlerin genele değil özele hitap ettiği de şüphe götürmez. Tasarımcılar, henüz eğitim dönemindeyken projelerinde hep oval hatlara yönelirler. Bu oval hatlar, tasarımları ve projeleri daha keyifli noktalara götürür ama iş üretim aşamasına geldiğinde maliyetler üç katına çıkacağından, genele hitap eden mobilya ürünlerinde düz hatlar tercih edilir. Bu yüzden dünya genelinde büyük kitlelere hitap eden dev mobilya mağazalarında oval hatlarla tasarlanmış mobilyalara çok az rastlanır. Bir iç mimarın özele hitap eden projelerinde ise mobilya tasarımları daha detaylı düşünülmüş ve fonksiyonları genişletilmiş olarak karşımıza çıkar. Bunun ana sebebi özel tasarımlarda bütçenin daha geniş olmasıdır. Bu da elbette tasarımcının önünü açan bir unsur. İç mimarlar günümüz teknolojisinin getirdiği tüm imkânları kullanarak keyifli detaylar oluştururlar. Yeni nesil mobilya tasarımları, teknolojik bir takım ürünlerle de desteklenir. Basitçe bir mutfak mobilyası tasarımında kullanılacak gizli ışık bantları veya gardırop içerisindeki sensörlü aydınlatmalar, ortaya çıkarılan işe heyecan katan küçük detaylar olarak sunulur. Konumuz mobilya tasarımı ve kalite olunca, bu türden şık detayların kalitesiz ürünü gizleyen öğeler olarak karşımıza çıkabileceğini de unutmayalım.

İhtiyaç: Pratiklik ve Taşınabilirlik

Peki, günümüzde yeni nesil tasarımlar nasıl olmalıdır? Her şeyden önemlisi pratik ve taşınabilir olmalıdır. Tasarım çizgileri göz yormamalıdır ve uzun süreli kullanıma uygun olmalıdır. Bütün bunlar, teknolojinin getirdiği imkânlarla yaşadığımız bilgi çağında mümkün kılınabilir. Bu öğelerin bir araya gelmesi için anahtar kelime de maliyettir. Maliyetleri en aza çekilebilmiş ama malzeme kalitesinden taviz verilmemiş mobilya tasarımları, hem giderek yok olan doğal kaynakların tüketiminde yavaşlamaya vesile olacak, hem de eskiden olduğu gibi uzun süreli kullanımın yolu açılmış olacak. Günümüzde dev bir lunaparka dönüşmüş devasa kentlerdeki tüketim çılgınlığı ve kıymet bilmezliğin önü alınamadığı sürece de büyük kitleler kalite kelimesinin anlamını umursamaksızın alış veriş etmeye devam edecekler.

Tasarım çizgileri göz yormamalıdır ve uzun süreli kullanıma uygun olmalıdır. Bütün bunlar, teknolojinin getirdiği imkânlarla yaşadığımız bilgi çağında mümkün kılınabilir.

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir