Tarımda Tümosan devri başladı

tarimtumosan

Avrupa Birliği müktesebatının yarısını teşkil eden tarım, son dönemde ülkemizdeki en önemli tartışma konularından. Ekonomik aktivite ve istihdam açısından ulusal ekonomide ağırlıklı yeri olan Türk Tarımı, verimlilik ve rekabetçilik açılarından ise atılması gereken yenilikçi ve yenileyici adımlara muhtaç. Türk tarımı ve çiftçisi için teknoloji üreten TÜMOSAN, ileriye dönük atılımlarını , başarıyla gerçekleştiriyor. Özelleştirildikten sonra kamusal yarar gözetme prensibinden vazgeçmeyen firma, karlılık ve büyüme sağlayarak benzerleri için model oluşturmakta. 2004’de özelleştirildiğinde yılda 300-400 traktör üreten TÜMOSAN, yeni yönetimi ile henüz ilk yılında, bu sayıyı 2500’e çıkarma ve yeni tasarım traktör üretimini gerçekleştirme başarısını da gösterdi.

Türk Tarım ve Tümosan hakkında Tümosan Genel Koordinatörü Kurtuluş Öğün ile görüştük.

Son dönemde yürürlüğe konan Türk Tarım Reformu’nun ve devletçe uygulanan Türk Tarım Politikası’nın ana eksenini AB Ortak Tarım Politikası’na uyum teşkil ediyor. Bu süreçte, Türk çiftçisine hizmet eden bir fi rma olarak, öngörüleriniz ve değerlendirmeleriniz neler?

Kurtuluş Öğün: AB üyeliği sürecinde, ülke olarak karşı karşıya olduğumuz en önemli konulardan birisi AB mevzuatının da neredeyse yarısını teşkil eden tarımdır. Öncelikle vurgulamamız gereken; Türkiye ve AB tarım sektörleri arasında önemli farklılıklar olmasıdır. Bu kapsamda; kırsal kesimde yaşayan nüfus, tarımsal istihdamın toplam istihdam içindeki yüksek payı, işletmelerin ölçekleri, teknoloji kullanımı, tarım sektöründe örgütlenme, verimlilik, kalite standartları ve idari yapılanmalar gibi farklılıkların altını çizmekte fayda var. AB ve Türkiye tarımsal yapısını rakamlarla ifade edecek.

olursak durumu daha iyi anlamış olacak ve beklentileri daha iyi değerlendirmiş olacağız. Türkiye yaklaşık 78 milyon hektar yüzölçümü olan ve 39 milyon hektar tarım alanına sahip bir ülkedir. Bu topraklar üzerinde 3 milyon tarımsal işletme olup bu işletmelerin ortalama büyüklüğü 5,9 hektardır. Türkiye’de 70 milyon nüfusun yaklaşık % 34’ü tarım sektöründedir. Bu durum AB’de ise şu şekildedir; 402 milyon hektar AB yüzölçümünün 169 milyon hektarı tarım alanıdır. Ortalama işletme büyüklüğü ise Türkiye’dekinin iki katından da fazla olarak 13 hektardır. 452 milyon AB nüfusunun sadece % 6’sı tarımda istihdam edilmektedir. Ayrıca birim alandaki traktör sayısına bakacak olursak, Türkiye’de 1000 hektara 35 traktör düşerken AB’de 102 traktör düşmekte ve bu traktörlerin birim alandaki gücü Türkiye’de hektar başına 1,3 kW-1,7 BG olurken, AB’de 6 kW-8 BG değerindedir. Bu kıyaslamalardan aşağıdaki sonuçları çıkarabiliriz:

AB ülkelerinde tarımla uğraşan nüfus Türkiye’ye oranla oldukça düşüktür. Tarım AB’de daha profesyonelce yapılmakta olup, mekanizasyon daha fazladır. Küçük işletmeler daha geniş topraklarda faaliyet gösteren büyük işletmelere dönüşmüştür. Türkiye’de tarım sektöründe oldukça fazla istihdam vardır ve mevcut tarım makineleri parkı yeterli donanımda ve sayıda değildir. Türkiye de, AB’ye uyum ve katılım sürecine paralel olarak tarımdaki istihdamı azaltabilirse, küçük işletmeler büyük işletmelere dönüşecek ve birim arazi başına düşen güç artacaktır.

Türk tarımının rekabet gücü dendiğinde ilk akla gelen üretim biçimlerinin modernizasyonu. Türk tarımı için teknoloji üreten bir firma olarak, mevcut modernizasyon süreci konusundaki yorumlarınızı öğrenebilir miyiz?

Kurtuluş Öğün: Kalkınmış ülkelerde tarım verimliliğinde sağlanan gelişmelerin tümünde mekanizasyon anahtar rol oynamıştır. Türkiye tarımında ise modernizasyon bu bağlamda yaklaşık elli yıllık bir geçmişe sahiptir. Bu süre zarfında traktör ve tarım makinaları varlığında ve bunların kullanımında önemli kazanımlar elde edilmiştir. 2002 yılı itibariyle traktör parkı 1 milyon’a yakın bir sayısal çokluğa erişmiştir. Ancak, ulaşılan düzey gelişmiş ülke değerlerinin henüz çok gerisindedir. Ayrıca mevcut parkın yaş ortalaması çok yüksek (16 yaş), güç ortalaması çok düşük (42 kW-55 BG)’tür. Traktör başına düşen tarım makinası sayısı ancak 4 kadardır. Bunların yanı sıra tarımsal yapının elverişsizliği nedeniyle mekanizasyon etkinliği düşüktür. Ülkemizde, tarımsal nüfus ve işletme sayısı keza fazladır. Dolayısıyla fert ve işletme başına düşen gelir ve alan değerleri küçüktür. Ayrıca, işletmelerdeki parsel sayısı da fazladır. Bu nedenlere bağlı olarak mekanizasyon araçları edinimi zor, kullanımında ve bu bağlamda tarımsal üretimin genelinde verimlilik düşüktür.

“Çağdaş Tarım” hedefi ne ulaşmada öncelikle bu yapının değiştirilmesi gereklidir. Giderek gelişen küresel rekabet ve AB’ne giriş isteğimiz, bu sürecin uygun strateji ve politikalarla hızlandırılmasını zorunlu kılmaktadır. İşletme ölçeğinin büyütülmesinde zaman alıcı fiziksel genişlemenin yanı sıra şirketleşme, ortak üretim planlaması, satın alma birlikteliği, satış organizasyonu gibi konular tek tek çiftçilerin yetersiz kaldığı durumlarda destekleyici olabilen gerçekçi ara çözümler olacaktır. Ayrıca bireysel mülkiyetin yüksek teknoloji kullanımı için yetersiz kaldığı durumlar için, sosyal ve ekonomik yapımıza uygun “Ortak Makina Kullanım Modelleri” geliştirilerek uygulanması, minimum sermaye ile ileri teknolojiye geçme, tam kapasite ile çalışma için bir çözüm olacaktır.

Gelişmiş ülkelerde özellikle bilişim teknolojilerinin gelişimiyle tarım, çevreye duyarlı, üretimde kalite ve verimlilik artışına olanak sağlayan ciddi bir evrim geçirmektedir. Tarımsal üretimde insan gücünden hayvan gücüne ve daha sonra da traktör gücüne geçiş sürecinin devamı olarak değerlendirilen “Hassas Tarım” olarak adlandırdığımız gelişen teknolojilerinin ekonomik ve çevre ile bütünleşik üretim faaliyetlerinde kullanıldığı tarım uygulamaları söz konusudur.

Kamu İktisadi Teşekkülü olarak kurulan TÜMOSAN özelleştirildikten sonra da, ülke genelinin yararını hedef alan işletme prensibinden vazgeçmiyor. Bir yanda özel bir kuruluş olarak karlılığı gözetme durumunda kalırken diğer yandan kamusal sorumluğu kaybetmeme başarısının anahtarı nedir? Bu ikisi arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?

Kurtuluş Öğün: TÜMOSAN, Türkiye’nin tahıl ambarı olarak kabul edilen Konya’nın tarımdan sanayiye dönüşümünde, tarıma dayalı sanayileşme sürecinde önemli bir dönüm noktasıdır. ALÇELİK Çelik Yapı İnşaat ve Ticaret A.Ş olarak 2004 yılında özelleştirme kapsamında olan bu kuruluşu bünyemize kattık ve TÜMOSAN’ı yeniden üretime geçirdik. Bizler üretim sürecine çok hızlı başladık. Traktörlerimizde kısa zamanda önemli tasarım ve teknolojik değişiklikler yaparak günün gereksinimlerine uygun ve çiftçimizin ihtiyaçlarını karşılayan rekabetçi traktörler ürettik. Tüm bunları ülkemizdeki mevcut mühendislik potansiyeli ve kendi işgücümüz ile gerçekleştirmeyi tercih ettik, başarı sağladık ve çalışmalarımızı artan bir tempo ile sürdürüyoruz. Ülke ekonomisine TÜMOSAN ihracatçı yönüyle de önemli katkılar sağlamaktadır. İhracatımızın artırılması amacıyla bıkmadan çabalarımızı sürdürüyoruz. TÜMOSAN’da sürekli olarak teknolojinin geliştirilmesinin yanı sıra maliyetlerin düşürülmesi, verimliliğin ve kalitenin artırılması v.b. konularda iyileştirme çalışmalarımız devam etmektedir. Bu kapsamda yatırım çalışmaları süren dökümhanemiz kısa sürede devreye girecek.

Bizler bu işleri yaparken Konya’yı asla ihmal etmedik. Yöredeki ana ve yan sanayi kuruluşlarından partner olarak seçilmiş ve eğitimli etkin genç nüfusun istihdamı gerçekleştirilmiştir. Konya’da bugün 300 kişinin üzerinde bir personel istihdamı söz konusudur. Konya’daki tesisimizin modernizasyonu anlamında ciddi yatırımlarda bulunduk. 1 Temmuz 2004’te özelleştirilmeden önce yılda 300-400 traktör üreten TÜMOSAN’ı, ilk yılımızda 2500 traktör , 3000 adet motor ve ihracata yönelik 16.000 adet motor seti üretimi yapabilecek seviyeye getirdik. Takip eden yılda da satış ve üretimimizi % 20 artırdık. Gelecek üretim yılında traktör ve motor üretimini iki katına çıkarmayı hedefl iyoruz. Özel sektörde üretim yapan TÜMOSAN, Konya için bir şans olmuştur. TÜMOSAN bölgenin ve ülkemizin kalkınması için önemli bir kuruluş olmayı sürdürecektir.

Eminiz TÜMOSAN’ın Türk tarımına ve sanayisine katacağı daha çok değer var. Bugüne kadar sürdürdüğünüz bu yükseliş trendinin devamı için, kısa ve uzun vadede daha ne gibi atılımları hedefliyorsunuz?

Kurtuluş Öğün: Öncelikle, TÜMOSAN ürün çeşitliliğini daha da zenginleştirecek ve ilgili üretim konusunda müşterinin tüm isteklerine cevap verebileceğini gösterecektir. Örneğin bahçe tipi traktörlerine yönelik ülkemizde önemli bir pazar ve ihtiyaç söz konusudur. Bizler bağ-bahçe traktör üretimine yönelik alt yapı çalışmalarımızı ve teknik donanımızı tamamladık. Kısa bir süre içersinde ürün çeşitliliğimize bu traktörleri de eklenmiş olacağız. Diğer yandan, motor üretiminde yoğun çabalarımız sürüyor ve sürecek. Özellikle dizel motor üretiminde Avrupa standartlarında üretim gerçekleştirebiliyoruz. Turbo dizel motor üretiminde çalışmalarımız başarılı şekilde sonuçlandı. Bunun yanı sıra, ülke sınırları ile yetinmek istemiyor bir takım yabancı ülkelerde pazarlama ve satış faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu ülkelere motor seti satıyoruz ve bunu daha da ilerletmek istiyoruz. TÜMOSAN traktörlerini yabancı kuruluşlarla müşterek olarak ilgili yurtdışı pazarlarda uzun dönemde üretmeyi hedefiyoruz.

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir