Krizler çağında bütün insanların kafası karışık dünya ekonomisini neler bekliyor?

ekonomi5

Bilindiği gibi küresel kriz 2007 yılın ikinci yarısından itibaren ABD mali sektöründen başlayarak derinleşmiş ve 2008 yılının sonbahar aylarında banka kurtarma operasyonlarıyla doruğa çıkmıştı. Bu tarihten sonra şiddetini arttırarak tüm dünyaya yayılmış ve giderek bir üretim krizine dönüşmüştü. Şimdi bütün dünya bu krizlerin başta işsizlik olmak üzere büyük şirket ve hatta ülke iflaslarına sebep olacağından endişe ediyor.

FED Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) Kasım ayı başında yaptığı açıklamada, FOMC’nin Eylül ayında yaptığı toplantıdan bu yana elde edilen bilgilerin, üçüncü çeyrekte ekonomik büyümenin bir dereceye kadar güçlendiğini, bununla birlikte istihdam piyasasındaki koşulların zayıf kalmaya devam ettiğini ve işsizlik oranının yüksek seviyesini koruduğunu gösterdiğini bildirdi. Gelecek çeyreklerde ekonomide ılımlı büyümenin sürmesinin beklendiği ve işsizlik oranının kademe kademe düşeceğinin tahmin edildiği belirtilen açıklamada, “Buna ilaveten, küresel finansal piyasalardaki gerginlik dâhil olmak üzere ekonomik görünüme ilişkin önemli aşağı yönlü riskler var” denildi. Enerji ve diğer emtia fiyatlarındaki yükselişin etkilerinin giderek yok olması nedeniyle enflasyonun gelecek çeyreklerde yatışacağına ve uzun vadeli enflasyon beklentilerinin istikrarlı kaldığına işaret edilen açıklamada, FED’in, enflasyon değişimi ve enflasyon beklentilerine dikkatle izlemeyi sürdüreceği ifade edildi.

Ekonomide güçlü toparlanmayı desteklemek ve enflasyon seviyelerini korumaya yardımcı olmak için FED’in, Eylül ayında açıkladığı 400 milyar dolarlık tahvil programına devam etmeye karar verdiği bildirildi. Hane halkı harcamalarının son aylarda kısmen arttığı, işletmelerin ekipman ve yazılım yatırımlarının büyümeye devam ettiği, ikamete mahsus olmayan inşaatlara yatırımın halen zayıf olduğu ve konut sektöründeki durgunluğun sürdüğü vurgulanan açıklamada, FED’in azami istihdamı ve fiyat istikrarını destekleyeceği kaydedildi.

FED, toplantıda yüzde 0 ve yüzde 0,25 aralığındaki gösterge faiz oranını da değiştirmedi. Gösterge faiz oranını Aralık 2008’den bu yana değiştirmeyen FED, daha önce 2013 yılı ortasına kadar bu seviyeyi koruyacağını bildirmişti. Fed, 20-21 Eylül’de düzenlediği toplantıda, ekonomideki büyümeyi desteklemek ve borçlanma maliyetlerini düşürmek için “Twist Operasyonu” olarak adlandırılan 400 milyar dolarlık tahvil programı açıklamıştı. FED’in, Haziran 2012 sonuna kadar 6 ila 30 yıl vadeli 400 milyar dolarlık Hazine tahvili satın alacağı ve 3 ya da daha az vadeli aynı miktarda Hazine tahvili satacağı bu programla, uzun vadeli faiz oranları üzerindeki baskının azaltılmasının amaçlandığı belirtilmişti. Bir dizi tahvil satın alma programıyla bilançosunu 2,8 trilyon dolara çıkaran FED, 600 milyar dolarlık tahvil satın alma programını haziran ayı sonunda tamamlamıştı.

Ekonomist Gazeteci Süleyman Yaşar’a göre Dünya mali krizi Amerikan piyasalarında ortaya çıktı ve hızla küresel bir ekonomik krize dönüştü. Amerikan mali krizinin ortaya çıkmasında bankalar önemli rol oynadı. IMF baş ekonomisti Olivier Blanchard’ın hesabına göre, ekonomik kriz nedeniyle 2010-2015 arasında dünya gelirinde 30 trilyon dolar tutarında kayıp ortaya çıkıyor. Dünya gelirinde yaşanan bu kayıp, krizi tetikleyen konut kredilerinin neden olduğu ekonomik kaybın 100 katına ulaşıyor. Çünkü 2008 ortasında konut kredileri krizinin maliyeti 300 milyar dolar olarak hesaplandı.

Peki, bundan sonra dünya ekonomisinde neler olacak? Beklentiler olumlu. Amerikan Merkez Bankası’nın son tahminine göre ABD ekonomisi bu yıl yüzde 3.4 ile yüzde 3.9 arasında büyüyecek. Perakende satışlar ABD’de 2011’de yüzde 4 artacak.

IMF’nin son tahminlerine gelince… Dünya ekonomisi 2011’de yüzde 4.5 genişleyecek. Gelişmiş ülkeler yüzde 1.6, gelişmekte olan ülkeler yüzde 7 büyüyecek. Çin’in büyüme oranı yüzde 9.5, Rusya’nın yüzde 4.6, Hindistan’ın yüzde 7.9 ve Brezilya’nın yüzde 5.1 olacak. Türkiye’ye gelince… IMF’nin Türkiye için büyüme tahmini 2011’de yüzde 3.6, Hükümet’in tahmini ise yüzde 4.5 olarak belirtilmişti. Ama 2010’da Türkiye ekonomisinin büyümesi, tahminlerin aksine yüzde 8’in üzerinde olacağından, 2011 büyümesi de yüzde 6’ya yaklaşacak. Çünkü 2011 Ocak ayında tüketici güven endeksi 91.29 gibi yüksek bir orana ulaştı. Geçen yıl ocak ayında tüketici güven endeksi 79.24 seviyesindeydi. Anlaşılan, Türkiye’de vatandaşın ekonomiye güveni sürekli artıyor. Dolayısıyla hata yapılmadığı takdirde, yaratılmak istenen kaos ortamına ve ülkeyi istikrarsızlaştırma çabalarına inat, ekonomi güçlenerek büyümeye devam edecek ve Türkiye’nin istikrarını sağlayan en önemli unsur olacak.

The Economist dergisi dünya ekonomisinin geleceğiyle ilgili oldukça karamsar. Dergiye göre, ekonominin gidişatı nedeniyle ‘korkmamız’ gerekiyor. The Economist dergisi, dünya ekonomisinin bir kara deliğe doğru ilerlediğini iddia etti. Derginin ‘korkun’ başlığı taşıyan makalesinde, politikacıların daha cesur adımlar atmaması halinde, felaketin kaçınılmaz olduğu belirtiliyor.

IMF baş ekonomisti Olivier Blanchard’ın hesaplarına göre, ekonomik kriz nedeniyle 2010-2015 arasında dünya gelirinde 30 trilyon dolar tutarında kayıp ortaya çıkıyor.

The Economist’e göre bu kadar karamsar ve umutsuz olmak için üç neden var. İlki, Avrupalı liderlerin Euro’yu kurtarmak için varmaları gereken anlaşmadan çok uzak olmaları. İkinci neden, zengin ülkelerdeki kemer sıkma ve gelişen ekonomilerdeki yavaşlama nedeniyle dünya ekonomisi için beklentilerin kötümserleşmesi. Son neden ise, Amerikalı politikacıların mali konulardaki sorumsuzluğu ve riskli adımlarının iyileşmeyi tehdit etmesi.

Dergiye göre, bu karamsar tablonun en büyük sorumlusu Euro Bölgesi liderleri. Avrupalı politika belirleyiciler şu an krizi aşmak için daha fazlasının yapılması gerektiğini bilseler de, bunu nasıl yapacakları konusunda büyük bir fikir ayrılığı içindeler. Yunanistan’ın borcunun yeniden yapılandırılması ve İtalya’nın etrafına koruyucu bir bariyer örülmesi gibi en acil konuların çözümü Merkel ve Sarkozy’nin şu ana kadar sergilediği siyasi cesaretin çok daha fazlasını gerektiriyor. ABD’de ise mali politika ekonomide durgunluk riski yaratıyor.

ABD halen 2012’de büyük ekonomiler arasındaki en katı mali sıkılaştırma yolunda ilerliyor. Ancak eğer Kongre mantıklı davranarak Obama’nın istihdam planını onaylar ve Kasım’a kadar orta vadeli bir bütçe kısıntısı planı üzerinde anlaşabilirse, durum değişebilir. Diğer yandan, gelişen ekonomiler olması gerektiği gibi yavaşlıyor. Ancak bu durum gelişen ekonomilerin dünya ekonomisine sağladığı desteğin azalmasına yol açıyor.

Ekonomistlerin ortak değerlendirmelerine göre dolarda şu gelişmeler olacak: Dolar/TL: Dolar/TL’nin kısa orta vadeli yükselen trend kanalının içerisine girmesi ile net şekilde 1.71 hedefi gerçekleştikten sonra başlattığı yükseliş üst bandı seviyesi olan 1.80’i göremeyerek 1.79’a yakın seviyeden döndü. Kısa vadeli hareketli ortalamalarının geçtiği bölge olan 1.74-1.75 bandına yaklaştı. Mevcut görünüm 1.74’ün altına gelmedikçe dolar/ TL’nin hâlâ 1.80’i görme potansiyelinin olduğu yönündedir. Ancak 1.74’ün altına gelinmesi durumunda ise 1.72’deki yükselen trend desteğine değin sert bir düşüş görülebileceğinden, 1.74-1.75 bandı çok önemlidir.

Avrupa Birliği ülkeleri Euro’yu kurtarmak için Yunanistan’ın borçlarının yarısını silerken; Türkiye TL’nin değerini korumak için yeni bir yol haritasını uygulamaya koydu. Oysa 1 Ocak 2002’de, AB ülkelerinin Euro’ya ilk geçtiği yılda Türkiye’nin sorunu TL’nin itibarı ve yüksek kamu borçlarıydı. Bugün ise roller değişmiş durumda. AB liderleri Yunanistan’ın borçları ve kurtarma fonunun limitlerini yükseltme konusunda zorunlu olarak anlaşırken, Merkez Bankası’nın (MB) kararları makro ekonomiyi, üreticiyi, tüketiciyi ve tasarruf sahiplerini yakından etkileyecek. MB, açıkladığı kararlarla bir yandan bankaları rahatlattı, bir yandan da faiz silahını kullanarak; enflasyona ve TL’nin değerini yitirmesine karşı bayrak açtı. Başka bir deyişle MB’nin kararları mevduat faizlerinin yükselmesine ve TL ile tasarrufun teşvik edilmesine neden olacak. Son kararlardan sonra faizlerin artma sürecine girmesi, konut-otomobil-tüketici kredisi kullanmak isteyenlerin işini zorlaştıracak. Çünkü MB sıkı para politikası ile bu eğilimi frenlemek istiyor. MB, faiz silahını kullanarak son aylarda artan döviz kurlarının enflasyon üzerinde baskı yapmasının önüne geçmek istiyor. Bu da, gerek tüketici gerekse iş adamları için girdi maliyetlerindeki hızlı artışın frenlenmesi anlamına geliyor. İhracatçı ve turizm sektörü açısından son aylarda artan döviz fiyatları avantaj oluşturdu. Bundan sonra ise ihracatçı için önemli olan kurların ne olacağı değil, öngörülür, tahmin edilir olması. Çünkü yeni yıl siparişleri kapıda. Bunun için de yabancı alıcılara tutarlı fiyat vermek gerekiyor. Ayrıca MB hem parayı kıstığı hem de faizi yükselttiği için paranın maliyeti artıyor. Fakat MB aldığı kararlarla bankalara nefes aldırıyor. Bankaların Merkez Bankası’nda faizsiz olarak tutulan TL zorunlu karşılıklarının döviz ve altın varlığı ile değiştirilmesine olanak sağlandı. Böylece hem bankalar rahatlayacak hem de zorunlu karşılıklardaki döviz ve altın birikimi Merkez Bankası’nın döviz ve altın rezervini yükseltecek. Merkez’in ilk uygulaması, 1 ve 6 aylık vadelerde zorunlu karşılık oranlarını 1-5 puan arasında indirmesi oldu. MB bu yıl enflasyonun hedefleri aşacağını ilan etti. Fakat orta vadede enflasyonun düşmesi temel hedef olacak. Bu risk, son dönemin en yüksek seviyesinde bulunuyor. Özel sektörün açık pozisyonu 119.3 milyar dolar. Bu nedenle kurlarda frene basılması özel sektör için de önemli.

Bunların yanı sıra Türkiye’nin izleyeceği yeni yol haritasında zorunlu karşılığın dövizde tutulacak oranı yüzde 40’a çıkarılabilir, yüzde 10’u ise altın olarak tutulabilir. Orta vadede enflasyonun yükselmesine izin verilmeyecek ve faiz koridoru esnekleştirilerek bankalara nefes aldırılacak. Ayrıca yüzde 12.5 ile bankaların talepleri karşılanacak. Bu bağlamda gerekirse dövize doğrudan müdahale edilecek.

Avrupa Birliği ülkeleri Euro’yu kurtarmak için Yunanistan’ın borçlarının yarısını silerken; Türkiye TL’nin değerini korumak için yeni bir yol haritasını uygulamaya koydu.

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir