Türkiye helal gıda sektörünün neresinde? Helal Gıda! Moda mı İhtiyaç mı?

helalgida

Çok değil bir iki yıl öncesine kadar helal gıdanın ne olduğu bile bilinmezken bugün artık marketlerde helal gıda bölümleri ve gıdaların üzerine de helal gıda yazıları asılmaya başlandı. Helal gıda sektörü o kadar büyüdü ki bunun kapitalizmin yeni bir oyunu mu yoksa bir ihtiyaç mı olduğu da tartışılıyor.

Helal gıda sektörü o kadar hızlı bir büyüme göstermiştir ki sadece İslam ülkeleri değil Çin, ABD, AB ülkelerinde de firmalar, şim- diden sertifika almak için adeta birbirl e – riyle yarış edecek seviyeye gelmişlerdir. P e k i , helal gıda bir moda mı yoksa ihtiyaç m ı ? Uzmanların ifadesine göre dünyada y a k- laşık 2 milyar kişiye ulaşan helal gıda sektörü Türkiye’de de giderek büyüyor. Türkiye’nin kıtalar arasında ticareti yönlendirici konumu yalnızca İslam dünyası açısından değil, Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Uzakdoğu ve Rusya açısından da ön plana çıkıyor. Aynı zamanda İslami koşullara uygun olarak üretilen helal ürünlerin sağlık için de uygun olması gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında helal sertifikalı ürünlerde Malezya ve Endonezya ilk sıralarda yer alırken Avustralya, Yeni Zelanda ve Brezilya ise helal sertifikalı et konusunda öne çıkıyor.

Helal gıda ticaretinde dünya pazarında helal sertifikalı ürünler yüzde 15 paya sahip olduğu görülmektedir. Önümüzdeki 5 yılda pazar payının yıllık yüzde 5-10 artırılması hedefleniyor. Helal gıda ve içecekler, helal kozmetik, İslami moda ve tekstil, medikal ürünler, temizlik ve hijyen malzemeleri oluşturuyor. Ama bu ürün profilinin de giderek artacağı da bir gerçek. Dünya Helal Forumu tarafından yapılan araştırmaya göre küresel helal gıda piyasasının değeri önceki yılsonu itibarıyla 632 milyar dolara ulaştı. Müslüman olmayan tüketicilerin eklenmesi halinde bu rakamın daha da yükselmesi bekleniyor. Helal endüstrisi uzmanları, tüm helal gıdalar ve gıda harici ürün ve hizmetlerden oluşan küresel helal piyasasının hacminin yıllık 1,2 trilyon dolar ile 2 trilyon dolar arasında değiştiği ifade ediliyor.

Türk gıda sektörü, büyüklüğü 1 trilyon doları aşan helal gıda pazarından pay almak için ‘helal gıda sertifikası’ almak istiyor. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) şemsiyesi altında yürütülen Helal Gıda Standardı oluşturma çalışmaları son zamanlarda Türkiye’de meyvesini vermeye başladı. Nitekim bu konuda yetkili Türk Standartları Enstitüsü’ne (TSE) 1 ay gibi kısa sürede 20’nin üzerinde başvurunun geldiği görülüyor. Alınan bilgiye göre gelen 20 talebin içinde daha çok et ve et ürünü satan şirketler var.

Türkiye, geçtiğimiz günlerde helal gıda konusundaki hassasiyetin milyarlarca dolarlık bir dış ticaret hacmi potansiyeli barındırmasından hareketle Helal Gıda Standardı’nı hazırladı. 4 Temmuz 2011 Pazartesi günü başlayan uygulama, Helal Gıda Belgelendirmesi kapsamında piyasada oluşan yanlış anlamaları önlemeyi ve sahte belge düzenlenmesinin önüne geçmeyi amaçlıyor. Bunun için Diyanet İşleri Başkanlığı ile Helal Gıda Belgelendirmesi’ne başlayan TSE, et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, bal, şekerleme, meşrubat, balık ve balık ürünlerine helal damgası vurmak için şirketlerin başta imalathane olmak üzere, üretim bantlarını, paketleme ve depolarını inceliyor. Her ilden müftü yardımcılarının da bulunduğu ekipler, özellikle büyükbaş-küçükbaş hayvanların, tavukların İslami usullere göre kesilip kesilmediğini kontrol ediyor. Müftü yardımcıları kasapların dini bilgilerini ölçerek, kesimler öncesinde okudukları duaları sorguluyor. Hayvanın İslam dinine göre kanın akıtılacağı boğaz bölgesi en ince ayrıntısına kadar kasaplara test ettiriliyor. Bütün bu aşamaları standartlara uygun yapan şirketlere helal gıda sertifikası veriliyor.

Konuyla ilgili İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, yalnızca gıdada değil, kozmetik, tekstil, deri, turizm, lojistik, makine gibi birçok sektörde, insan sağlığına zarar vermeyen, sağlıklı hammaddelerle sağlıklı, hijyenik koşullarda üretimi şart koşan helal pazarında Türkiye’nin şansının çok yüksek olduğu şeklinde açıklamalarda bulunmuştu. ASKON ise iki yıl önce bir konferans düzenleyerek konunun arkasında olduğunu açıklamıştı. ASKON Başkanı Mustafa Koca da işadamları olarak helâl gıda sertifikasyonu konusunda her türlü desteği verdiklerini ve çalışmaların arkasında olduklarını belirtti. MÜSİAD Eski Başkanı Ömer Bolat, tüm dünyada Dini Usullere Uygun Gıda Standardı’nın giderek büyüdüğüne dikkat çekerek, Körfez ülkelerine yapılacak ihracatla ticaret hacminin artacağını söyledi. 57 Müslüman ülkede nüfusun 1.5 milyarı aştığını değinen Bolat, özellikle Körfez ülkeleriyle yapılan ihracatta “Helal Kesilmiştir” ibaresinin bulunacağı sertifikaların iş hacmini artırma yönünde katkı sağlayacağını ifade etti. Konuyu yakından takip eden bir diğer kurum da TSE. Türkiye’nin helâl gıda pazarında istenen seviyede yer alamadığını söyleyen Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Hulusi Şentürk, Türkiye’nin helal gıda pazarına girememesinin, 930 milyar dolar cirosu olan bu pazarda, iş dünyasının geri planda kalması anlamına geleceğine dikkat çekiyor. İslam Ticaret Odaları Araştırma ve Bilgi Merkezi’nin helal sertifikasyonda Türkiye ayağı TÜMSERT AŞ’nin Genel Müdürü Gökhan Namal, helal gıda konusunda Türkiye’de son 5-6 yıldır ciddi mesafe alındığını belirterek “Tam anlamıyla oturması için 1-2 yıl daha gerekiyor. Helal gıda emeklemekteydi, koşmaya başladı diyebiliriz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Helal sertifikalama, muteber, ehil ve tarafsız bir kurumun, söz konusu üretimi denetlemesini, helal standartlarla uygunluk içerisinde üretimin yapıldığını teyit etmesini ve buna bağlı olarak, onaylanmış bir belge vermesini kapsayan bir yöntem.

Helal sertifikasyonunda dünyada tek belgelendirme ve akreditasyon merkezi olarak faaliyet gösteren İslam Ticaret Odaları Araştırma ve Bilgi Merkezi (ICRIC), Türkiye’deki faaliyetlerini TÜMSERT Sertifikasyon ve Tescil Kuruluşu aracılığı ile yürütüyor. Türkiye’ye uluslararası gıda pazarı hacminden düşen payın yüzde 6,5 olduğunu dile getiren ICRIC AB ve Türkiye Temsilcisi Dr. Majid Zehfooroosh, Global Helal Standardı’nın 26’ıncı İslam Konferansı Teşkilatı’nın toplantısında onaylandığını kaydetti.

TSE yetkililerinden edinilen bilgilere göre İslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Enstitüsü’nün (SMIIC) merkezi İstanbul’da olacak. Temmuz ayında yapılacak genel kurulda helal gıda standardı, helal gıda akreditasyon standardı ve helal gıda belgelendirme yönetim standartları netleştirilecek. Bunun resmî uygulamasının ise 2011 yılı sonunda başlaması planlanıyor. Şu ana kadar 16 İslam ülkesinin imza koyduğu sistemin kapsamının, Suudi Arabistan, Dubai, Malezya, Endonezya’nın da onaylamasıyla genişlemesi bekleniyor. Bu arada Helal Gıda Denetim ve Sertifikalandırma Merkezi’nin faaliyetlerine başladığını da belirtelim. Denetim ve sertifikalandırma çalışmaları, helal-haram ölçütlerinin yanında temizlik-hijyen, üretim depolama, ambalaj, dağıtım, beslenme ile tedavi gibi hususları kapsamına alıyor.

Gelişen bu süreçte helal gıda sertifikasının ne olduğu ve aranan asgari şartların iyi bilinmesi gerekiyor. Helal sertifikalama, muteber, ehil ve tarafsız bir kurumun, söz konusu üretimi denetlemesini, helal standartlarla uygunluk içerisinde üretimin yapıldığını teyit etmesini ve buna bağlı olarak, onaylanmış bir belge vermesini kapsayan bir yöntem. Gıdalarda helal olma şartı ile birlikte, sağlığa uygunluk ve safiyet de olması gereken şartlar. Ayrıca Helal Sertifikalama, ülke yönetiminin kontrol birimlerine gıda emniyeti konusunda destek hizmeti de sağlıyor. Helal Gıda Sertifikası için aranan asgari şartlar ise şöyle;

  • Ürünün ham maddeden başlayarak mamül madde aşamasına kadar bütün proseslerinin, ürün bileşiminde bulunan bütün maddelerin ve katkı maddelerinin gerek menşei, gerek temin biçimi ve yolları gerekse temin kaynağı bakımından İslami kriterlere ve insani gereklere uygun olması,
  • Ürünün paketleme malzemelerinin ve depolama şartlarının insani gereklere ve İslami kriterlere uygun olması,
  • İyi üretim uygulamaları (GMP), iyi hijyen uygulamaları (GHP) ve HACCP şartlarını sağlıyor olması,

Gerek ürünün üretim aşamalarında, ürün bileşiminde yer alan bütün unsurlarda gerekse ürün bileşimindeki her bir unsurun üründe bir araya gelmesiyle oluşabilecek etkilerinde İslami kriterlere, insani gereklere, sağlık ve temizlik şartlarına, beslenme bakımından gerekliliğe uygun vasıfları taşıması helal belgesinin tüm dünyada geçerli olması çok önemli. Bu çerçevede Malezya JAKIM tarafından akredite olan belgelendirme kuruluşlarından alınan helal belgeleri tüm dünyada geçerli.

Türkiye’de ’helal sertifikası’ veren ilk kurum olan Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES), bireyin ve toplumsal bütünlüğün gıda maddeleri, kozmetik, ilaç ve temizlik ürünleri başta olmak üzere hayatında kullanabileceği bütün ihtiyaç maddeleri konularında bilinçlenmesini sağlamayı amaçlıyor. GİMDES tarafından şimdiye kadar 150 firmaya Helal Gıda Sertifika verildi. 300 civarındaki müracaatlar üzerindeki çalışmalar ise devam ediyor.

Türkiye’deki firmaların helal gıda sertifikası konusundaki hassasiyetleri gün geçtikçe artıyor. Bu anlamda geçtiğimiz yıl Ekim ayında İstanbul’da ilk defa helal gıda fuarı düzenlendi. Yerli ve yabancı 50 firmanın katıldığı fuarda, temel gıda malzemelerinden içeceğe, kozmetikten medikal ürünlere helal sertifikası taşıyan birçok ürün tanıtılmıştı.

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir