Yayla turizminin son gözdesi : Kümbet Mountain Resort

kumbet

Şehrin yıl boyunca süren gürültüsünden, plaj tatilinin bunaltıcı havasından uzak, yemyeşil bir doğada, kuş cıvıltılarıyla ve eşsiz bir manzara eşliğinde dinlenmenin, eğlenmenin, spor yapmanın huzur ve mutluluğunu yaşamak için tasarlanmış yeni bir tatil alternatif Kümbet Mountain Resort.

Rengarenk kır çiçekleri ve dağ çayırları ile kaplı olan Karadeniz Bölgesindeki yaylalarımızın çevresi genellikle ladin türü çam ağaçları ile kaplıdır. Karadeniz kıyıları sahip olduğu yeşillikleri sadece bol yağmuruna değil, nemli ve sisli havasına da borçludur. Ancak sahil şeridindeki şehirlerde yüksek nem ve sisli hava yükseklere çıkıldıkça yerini pırıl pırıl bir güneşe, bol oksijenli tertemiz havaya bırakır. Kümbet Mountain Resort tesislerinin kurulu bulunduğu Kümbet yaylalarında bitki örtüsü genel olarak köknar, ladin, sarıçam, sedir, kayın, meşe, ıhlamur, karaağaç, gürgen, kızılağaç, yabani fındık gibi ağaç türleriyle kardelen, yabani açelya, orman gülü, gökovan gibi binlerce çeşit kır çiçeği ile kaplıdır.

Giresun’a yaklaşık 60 km. mesafede bulunan Kümbet Mountain Resort Dereli İlçesi Kümbet Köyü Koçkayası Yaylası’nda yer almaktadır. Giresun-Trabzon sahil yolundan Dereli’ye döndükten sonra Karadeniz’in tüm güzelliklerini görmeye ve hissetmeye başlayacağınız bir yolculuğa başlamış olacaksınız… Çift tarafl ı yemyeşil iki yamacın ortasında seyahat ederken aracınızın pencerelerini açtığınızda yüzünüze çarparak, bir yandan sizi serinletmeye, bir yandan da bol oksijeni ile akciğerlerinize bayram sevinci yaşatmaya başlayacak olan o muhteşem havayı hissedeceksiniz…

Dereli İlçesini geçtikten sonra yeşilin tonları daha bir çeşitlenecek, oksijen miktarı daha bir artarken akciğerlerinizin size nasıl teşekkür ettiğini duyacaksınız. Çam ağaçları arasında devam eden yolculuğunuzun son yerleşim yeri Kümbet Köyü (bölge yaylaklarının alışveriş merkezi)’nü geçtikten sonra tekrar çam ağaçlarıyla kaplı, 2,300 metre yükseklikteki yolculuğunuza devam ederken dağların tepesinde yer alan kır çiçekleri ve yeşil çayırlar farklı bir dünyada olduğunuz hissine kapılmanızı sağlayacak. Bol oksijen, nemsiz ortam ve pırıl pırıl bir gökyüzü sizi misafi r edecek olan doğal hayatın konforu olarak sizi hayal âlemine sürükleyebilir. Kümbet Köyünü geçtikten sonra artan yolculuk sabırsızlığınız 5 dakika sonra sona erecek ve doğa ile konforun buluştuğu Kümbet Mountain Resort’un doğal ortamına kavuşacaksınız.

Neden yayla turizmi?

Kendine has coğrafya ve iklime sahip olan Türkiye’nin zengin yaşama kültürü içindeki yayla yaşantısı çok önemli yer tutar. Çin kroniklerinde, “Atları ve yüksek tekerlekli arabaları ile suları ve otları takip ederek yaşayan millet olarak da tanımlanan Türkler, Anadolu coğrafyasında yerleşik hayata geçtikten sonra geleneksel yaşama tarzlarını yeni ölçekleriyle yaşamaya başlamıştır.

Türkiye yaylaları, tüm dünyanın giderek daha fazla birbirine benzemeye başladığı yeni bin yılda, geçmişten gelen ve tadı yaşandıkça fark edilen; günümüz modern yaşamına göre Doğulu ve egzotik, tabiattan uzaklaştığımız ölçüde otantik yaşama biçimi olarak kuşatıcı ve farklı yaylalardır. Habitatı bozulmamış bir çevrede yaşayan bin bir çeşit yabani hayvan ve bitki, insanı televizyonlarda izlenilen belgesellerin kurmaca âleminden kurtarıp gerçek hayatın bir parçası kılar.

Dağ yaşamının fiziksel faydaları

Günümüzde yapılan pek çok araştırma göstermiştir ki; yüksekliğe çıkmamızla birlikte fonksiyonlarımızda önemli ve çok derin değişmeler meydana gelir. Akciğer solunumu artar, böylece akciğere daha fazla hava taşınabilir. Bu artış fazla enerji gerektirmez çünkü havanın çok yüksek yerlerdeki yoğunluğu daha azdır. Hemoglobin hücrelerinde artma olur, kanda taşınan O2 miktarı da azar azar artar. Bu, kanı daha akışkan yapar, ancak bu bir problem değildir. Çünkü; yüksekte hipoksia (Lower O2 tension), vasodilate, ya da dinlenme esnasında atardamarlara hizmet eder. Yüksekteki soğuk, akciğerlerde ve kılcal damar kaslarında genişlemeye sebep olabilir.

Bünyenin yüksek olan yerlere uyum sağlayabilmesi ve yüksek yerlerde yaşamanın sağlayacağı faydalardan tam olarak yararlanabilmek için yılda yaklaşık üç hafta 1500 metrenin üzerindeki bir yerleşim yerinde yaşanması gerekmektedir. Ortama uyum sağladığımız zaman, vücudumuza O2 alan ve taşıyan sistemler kasların çalışması için O2 arzını daha iyi bir hale getirebilecektir. Fiziksel uygunluk açısından; solunum ve kalp damar sistemini güçlendirir, akciğer difüzyonunu artırır, arteriyal damarlar üzerindeki basıncı azaltarak tansiyonun düşmesine vesile olur. Kan damarlarını genişletir, kılcal damarlardan aktif olanların sayısı artar ve ruh sağlığı üzerinde olumlu etkileri vardır

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir