Yarının anahtarı : Üniversite – Sanayi işbirliği

ekonomi3

Üniversite-sanayi işbirliği sanayinin ve bilimsel çalışmaların birbirleriyle uyumlu şekilde ilerlemesini tanımlıyor. Bu işbirliğindeki en önemli başarı göstergesi ise ortaya çıkan patentler ve inovatif ürünler…

Sanayileşme, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin katma değerli üretim anlayışlarını geliştirmek için önem verdikleri bir alan. Sanayileşmiş ülkeler her geçen gün üretim alanlarını kendi ülkelerinin dışına taşırken, rekabet güçleri olan endüstrilerdeki güçlerini de artırıyorlar. Bunu sürdürülebilir kılmak için de sanayi ve üniversite işbirliklerini geliştiriyorlar. Gelişmekte olan ülkeler, sanayileşmeyi sadece üretim araçlarıyla katma değerli ürünler ortaya koymak olarak görürken gelişmişlik düzeyi daha ileri seviyede olan ülkeler katma değerli ürünleri üreten araçları üretmeyi ajandalarının üst sıralarına taşıyor. Teknolojik yeniliklerle beslenmeyen sanayi bir süre sonra ülkeleri orta gelir seviyesine mahkum eden bir mekanizmaya dönüştürebiliyor.

Üniversite-sanayi işbirliği sanayinin ve bilimsel çalışmaların birbirleriyle uyumlu şekilde ilerlemesini tanımlıyor. Bu işbirliğindeki en önemli başarı göstergesi ise ortaya çıkan patentler ve inovatif ürünler… Sanayileşme, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin katma değerli üretim anlayışlarını geliştirmek için önem verdikleri bir alan. Sanayileşmiş ülkeler her geçen gün üretim alanlarını kendi ülkelerinin dışına taşırken, rekabet güçleri olan endüstrilerdeki güçlerini de artırıyorlar. Bunu sürdürülebilir kılmak için de sanayi ve üniversite işbirliklerini geliştiriyorlar. Gelişmekte olan ülkeler, sanayileşmeyi sadece üretim araçlarıyla katma değerli ürünler ortaya koymak olarak görürken gelişmişlik düzeyi daha ileri seviyede olan ülkeler katma değerli ürünleri üreten araçları üretmeyi ajandalarının üst sıralarına taşıyor. Teknolojik yeniliklerle beslenmeyen sanayi bir süre sonra ülkeleri orta gelir seviyesine mahkum eden bir mekanizmaya dönüştürebiliyor.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün bu konuya şöyle dikkat çekiyor: ”Bugün bir tercih yapacaksak, ‘bilim toplum içindir’ tercihimiz ön planda olması lazım. Bunu ön planda tutacağız. Kuşkusuz sadece bilim olsun diye bilim yapan insanlara da destek vereceğiz O da lazım. Geçen yıl bakanlığımızın adında değişikliğe gittik. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yaptık. Şimdi atı arabanın önüne koşmuş bulunuyoruz, önceden araba atın önünde gidiyordu. Bilim önce gidecek, araya sanayi girecek. Bilim ve sanayinin işbirliğinden teknoloji diye bir şey doğacak. Bu işbirliği olmazsa teknoloji diye bir şey doğmaz. Eğer teknoloji doğsun istiyorsak, bilimle, üniversite ile sanayiyi evlendirmemiz lazım. Üniversite ile sanayiyi evlendirmeden teknoloji doğmaz. Türkiye’de ileri teknoloji doğsun istiyorsak bunu gerçekleştirmemiz lazım.”

Patent ve inovasyon

Ülkelerin bilim ve teknoloji seviyelerinin karşılaştırılmasında kullanılan başlıca üç gösterge bulunuyor. Bunlar; Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı, 10 bin çalışan nüfus başına düşen Ar-Ge personeli sayısı ve ülkelerin yayınladıkları bilimsel makalelerdir. Son yıllarda bu göstergeler arasına tescil edilen patent sayısı da ekleniyor.

Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye ve aday ülkelerin inovasyon yeteneklerini ölçmek için her sene yapılan inovasyon performansı ölçümünde; 2010 yılında 34 ülke arasında 33. sırada yer alarak “mütevazı derecede inovasyon gerçekleştiren ülkeler” grubunda yer alıyor.

İnovasyon performansına yönelik 24 farklı parametre kullanılarak gerçekleştirilen ve en düşük ile en yüksek sınırın 0 ile 1 arasında değiştiği bu ölçümde, Avrupa Birliği ortalaması 0.53 değerinde seyrederken Türkiye’nin inovasyon performansı 0.2 değerinde yer alıyor.

Üniversite-sanayi köprüleri: Teknoparklar

Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan süreç, ülkeleri sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçmeye zorluyor. Bir ülkenin sanayisinin üretime dayanmaması durumunda gerçek bir ekonomiden söz edilemiyor. Bu gerçekten hareketle üniversite sanayi işbirliğinin kendini gösterdiği yerlerin başın hiç kuşkusuz teknoparklar geliyor. Bilim ve teknoloji parkları devlet veya yerel idareler tarafından teşvik ediliyor. Teknoparklar yeni şirketleri cezbediyor, istihdam yaratır ve vergi gelirlerinin artmasına yardımcı oluyor. Ancak diğer önemli bir konu da üniversite ve sanayi arasındaki işbirliklerinin artmasında oynadıkları önemli rol… Türkiye’nin dört bir yanına yayılan teknoparklar bulundukları bölgelerdeki üniversite sanayi işbirliğini geliştiriyor, nitelikli işgücü için cazibe merkezleri haline geliyor. Bu alanda yapılan çalışmalar sonucunda Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde kurulan firma sayısı 2 bini geçti, istihdam edilen personel sayısı ise 18 bine yaklaştı.

Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan süreç, ülkeleri sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçmeye zorluyor.

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir